Taze meyve ve sebzeler, insan vücudunun ihtiyaç duyduğu birçok vitamin ve mineralin temel kaynakları arasında yer alır.

Hamilelik döneminde ise, vücudun normalden çok daha fazla vitamin ve minerale ihtiyacı vardır.

Yaz aylarının en çok sevilen ve oldukça besleyici olan meyvelerinden bir tanesi de karpuzdur. Sıvı oranının yüksek olması sayesinde yaz aylarında ferahlamayı sağlarken aynı zamanda içerdiği antioksidan bileşenler yardımıyla sağlığı geliştirir ve birçok hastalık türüne karşı koruma sağlar.

Hamilelik döneminde ise bu faydaları sebebiyle bağışıklığın güçlenmesinde etkilidir.

Karpuz Nedir?

Kabakgiller ailesine ait, tek yıllık bir bitki olan karpuz, iri bir top şeklindeki meyvelerden oluşur. Tatlı ve sulu bir meyve olan karpuzun bir tanesinin kütlesi 1,5-2 kilogramdan 8-10 kilograma kadar değişebilir. Sürüngen gövdeye sahiptir ve gövdesi toprak üzerinde oldukça fazla yayılabilir. Geniş yaprakları ve kalın bir kabuğu olduğundan doğru iklimde yetiştirildiğinde dayanıklı olduğu söylenebilir.

Su içeriği yaklaşık olarak %92 civarındadır. Kabakgiller familyasına ait besinlerin birçoğunda olduğu gibi karpuzun da su oranının oldukça yüksek olduğu söylenebilir.

Karpuzun Besin Değerleri Nelerdir?

Karpuz, oldukça lezzetli olmasının yanı sıra besin değeri de yüksek olan meyvelerden bir tanesidir. Yüksek oranda su içermesi nedeniyle birim hacimde içerdiği enerji miktarı düşüktür. 100 gram karpuz, vücuda yaklaşık olarak 30 kilokalori enerji sağlar.

Bir porsiyonu 200 gram kadar ve yaklaşık olarak bir ince dilimdir. Bu miktardaki karpuz 60 kilokalorilik standart bir meyve değişimine denk gelir. 100 gram karpuz 8 gram karbonhidrat, 0.6 gram protein, 0.2 gram yağ içerir.

Vitamin ve mineral içeriği de oldukça yüksektir ve 100 gram karpuz günlük C vitamini gereksiniminin %14’ünü, A vitamini gereksiniminin %12’sini, potasyum mineraline olan gereksinimin %3’ünü, magnezyum gereksiniminin %2’sini ve B1, B5, B6 vitaminlerine olan gereksinimin %2’sini karşılar. Karotenoidler açısından oldukça zengindir.

Özellikle likopen ve beta karoten adlı karotenoidler ile önemli bir aminoasit türü olan sitrülinin değerli bir kaynağı olduğundan sağlık açısından pek çok faydayı da beraberinde getirir.

Karpuzun Faydaları Nelerdir?

Magnezyum Eksikliğine Bağlı Kasılmaları Önler: Karpuz, yüksek su oranı sayesinde yaz aylarında terlemeye bağlı olarak gelişebilen dehidratasyonu önlerken lif içeriğinin yüksek olmaması nedeniyle karında şişlik hissi oluşturmaz. Potasyum içeriğinin yüksek olması sayesinde hamilelikte meydana gelen kasılmaların önüne geçer. İçerdiği L-sitrulin adlı aminoasit sayesinde de vücuttaki kasların desteklenmesine yardımcı olduğu bilinmektedir ve bu da hamilelikte halsizliğin önüne geçebilir.

Bunların yanı sıra karpuz, hamilelik döneminde ağrı oluşumunu azaltır.

Hamilelikte Bağışıklığın Güçlenmesine Yardımcıdır: Karpuz, kırmızı renk pigmentini veren likopen adlı karotenoid türünü bol miktarda içeren besinlerden bir tanesidir. Likopen, A vitaminine dönüşemeyen bir karotenoid türüdür ve çok güçlü bir antioksidandır. Vücutta serbest radikalleri indirgeyici etki gösteren likopen, bu özelliği sayesinde oksidatif stresi düşürür ve hücreleri korur.

Cilt Sağlığını Geliştirir: Gün içerisinde tüketilen besinlerin bileşiminde yer alan su, toplam su ihtiyacının yaklaşık olarak %20’sini karşılar. Ek olarak su oranı yüksek olan karpuz gibi bir besinin tüketimi, günlük en az iki litre su tüketimi ile de desteklendiğinde vücudun nem dengesinin korunmasında oldukça etkilidir.

Cildin düzenli olarak yenilenmesi, cilt sağlığının korunarak cilt kusurlarının önlenmesi için derinin ideal nem oranını korunması çok önemlidir. Karpuzun içerdiği yüksek orandaki su, bu nem oranının sağlanmasını desteklerken karpuzdaki yüksek vitamin ve mineral içeriği de cildin güzelleştirilmesi, hamilelikte can sıkıcı bir problem haline gelen kuruluk ve egzama gibi sorunların önlenmesi üzerinde etkilidir.

Dehidratasyonu Önler: Sıvı tüketiminin yetersiz olması, dünya üzerinde oldukça yaygın olarak görülen bir sorundur. Bununla birlikte hamilelik, çeşitli ilaçların kullanımı, aşırı çay ve kahve tüketimi, ishal gibi su atılımını arttıran sağlık sorunları halinde su tüketimi de yetersiz olduğunda dehidratasyon sorunu ortaya çıkabilir.

Dehidratasyonun önlenebilmesi için günlük sıvı gereksinimi tam olarak karşılanmalıdır. En az 2 litre su tüketimi sağlanmalı, diüretik etki göstererek vücuttan su atılımı sağlayan çay ve kahve gibi içecekler bu miktara dahil edilmemelidir.

Su tüketimine ek olarak karpuz gibi %92 oranında su içeren bir besinin tüketimi de dehidratasyonun önlenmesi açısından önemlidir.

Hamilelik döneminde de mide bulantısı, kusma gibi durumlarda su tüketilebilirliğinin azalması halinde de karpuz, salatalık, kavun gibi besinler dehidratasyonun önlenmesi açısından oldukça etkilidir.

Daha Fazla Beslenme

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir