Her anne adayı sabırsızla doğum yapacağı günü ve doğumunun nasıl olacağını hayal etmektedir. Doğum çantasından neler bulunması gerektiği araştırılır ve doğum çantası aylar öncesinden hazırlanır. Doğumu en rahat şekilde atlatmamız için doğum belirtilerini öğrenmemiz gerekmektedir. Gebelik genelde 270-290 günleri arasında gerçekleşmektedir.Peki nelerdir bu doğum belirtileri?
- Baskılar Azalır
Vücudunuz doğuma hazırlandığında, bebek pelvisin içine yerleşir ve kendinizi daha hafif hissettirir. Göğüs ve karın bölgesindeki baskılar azalır, nefes almanızı kolaylaştırır.
Anne adayı gebeliğin tüm dönemi boyunca kilo almaya devam eder ve doğum anına kadar 11 ila 16 kg kadar alabilmesi oldukça normaldir. Doğuma birkaç gün kala anne adayı kilo artışının durduğunu ve hatta 1-1,5 kg “zayıfladığını” hissedebilir. Kilonun azalması yaklaşan doğumun belirtilerinden biridir ve bu şişkinliklerin çekilmesinin nedeni ise embriyo çevresindeki suların miktarındaki azalmadır.
- Kasılmalar
Gerçek doğumun yaklaştığının ana işaretlerinden biri kasılmalardır. Kasılmalar, doğuma yaklaştıkça daha uzun ve daha güçlü olacaktır. Kasılmaların gerçek ya da yanlış kasılmalar olup olmadığını anlamak zordur.
Yalancı doğum kasılmaları doğumdan önceki günlerde daha sık oluşabilir. Böyle sancı sırasında karın ağırlaşır ve sanki taş gibi sertleşir. Genellikle kasılma sancıları ağrı vermez, ama doğuma az vakti kalmış anne adaylarının bel bölgesinde ve karnın alt kısmını sızlatan ağrılar oluşabilmektedir. Kasılma sancılarının asıl sancılardan temel farkı ise onların düzenli olmaması ve vücudun durumunu değiştirince geçmelidir. Fakat bir gün kasılma sancıları gerçek sancılar dönüşebileceğinden dolayı onları önemsememek yanlış olacaktır.
–Gerçek Kasılmalar
- Haftada ve daha önce olursa erken gebelik sinyali olabilir.
- Kasılmalar düzenlidir ve zamanlar artar.
- Alt karın bölgesinden başlarlar ve kasık bölgesine doğru yayılırlar.
- Kasılmalar durmaz ve azalmaz.
- Servikal değişiklikler meydana gelir.
–Yalancı Kasılmalar
- İkinci trimesterde başlarlar ve üçüncü trimesterde sık görülürler.
- Düzensizdir ve zamanla artmaz.
- Genelleştirilmiş bir abdominal sıkışmadır.
- Herhangi bir hareket ile ortadan kaybolur.
- Servikal değişiklik olmaz.
- Selvikal Değişiklikler
Bu değişiklikler rahim boynunun yani bebeğin doğduğu uterusun açılmasıdır. Serviks sinyal işçisinde aşağıdaki değişiklikler:
- Serviksin incelmesi: Serviks incelir ve genişler, rahim alt kısmının doğum için hazır olduğunu gösterir.
- Doğum sırasında serviksin açılması (genişleme): Serviks yaklaşık 10 cm’ye kadar açılır, ancak maksimum genişleme doğumdan hemen önce gerçekleşir.
Rahim ağzında meydana gelen değişiklikler, ancak kadın doğum doktorunun kontrolleri esnasında bağ dokusundaki yumuşama, incelme ve genişleme şeklinde fark edebileceği durumdur. Doktorunuz rahim ağzınızdaki değişiklikleri gözlemledikten sonra size doğumun gerçekleşeceği zaman hakkında bilgi verecektir.
- Nişan Gelmesi
Hamileliğin sona ermek üzere olduğunu ve bebeğin doğmasına az zaman kaldığını gösteren en temel doğum belirtileri arasında ”nişan gelmesi” bulunmaktadır.
Hamilelik süreci boyunca rahim ağzı, hem rahme hem de bebeğe enfeksiyonların bulaşmasını önleyici pelteye benzer bir madde ile kapalı tutulmaktadır. Doğum kasılmalarının artmaya başlaması ile rahim ağzı genişler ve bu peltemsi madde dışarı atılır. Nişan gelmesi, anne adayının fark edebileceği şekilde ya kanlı/kahverengi ya da pembe bir akıntı şeklinde oluşmaktadır.
Nişanın gelmesi doğumun hemen olacağı anlamı taşımamaktadır. Genellikle nişan geldikten sonra 1-7 gün içinde doğum gerçekleşmektedir. Ancak hamileliğin 32-34 haftalarında bu akıntıyı fark ederseniz doktorunuza gitmeniz gerekmektedir.
- Suyun Gelmesi
Halk arasında ”suyum geldi” olarak geçen bu belirti doğumun yaklaştığını kanıtlayan en önemli belirtilerdendir. Su gelmesi anne adayındaki amniyotik keseciğin yırtılarak sıvının vajinadan dışarı çıkmasıyla oluşmaktadır. Bu kese üst bölgelerden küçük küçük yırtılmışsa su sızıntı şeklinde gelebilir ve anne adayı bunu idrar kaçırıyorum şeklinde yorumlayabilir. Bu sıvı bazen bardaktan dökülürcesine çok fazla şekilde gelebilir. Her iki durumda da annenin acil bir şekilde hastaneye gitmesi tavsiye edilir. Kadınların sadece% 10’u bu işareti yaşarken, geri kalanı da doğum sırasında yaşar.
- İshal
Doğumun erken evresinde, vücut rahim boynunu yumuşatan ve rahimi bastıran prostaglandinleri salgılar. Bu salgılanmanın yanında vücut bağırsak hareketini de uyarmaktadır. Bağırsak hareketlerinin artması ise bebeğin yolunu açmak için bağırsağın boşaltılması ile sonuçlanır. Bu da doğumun erken belirtilerinden biridir. Büyüyen rahmin bağırsaklar üzerine yaptığı baskı ve farklı nedenler sonucu hamilelik sürecinde kabızlık sorununu da çoğu kadın yaşayabilir. Doğum yaklaşırken aniden gün içinde birden çok defa tuvalete gidebilir, büyük tuvaletinizi yapabilir ve bedeninizde ishal benzeri semptomlar fark edebilirsiniz. Doğumdan önce birkaç defa büyük tuvaletinizi yaptıysanız bunu doktorunuz ya da ebenizle paylaşmanız sizin için yararlı olacaktır. Bu durum doğum öncesi doktorların size lavman yapıp yapmama kararını etkileyecektir. Ancak hamileliğiniz sırasında ishal durumu tehlikeli olabileceğinden dolayı gerekirse doktorunuz ile bu durumu paylaşmalısınız.
- Karnın Düşmesi
Doğum belirtileri dendiğinde ilk akla gelen belirtilerden biri de ”bebeğin aşağı inmesi” durumudur. Hamileliğinin özellikle son ayında meydana gelen bu durum ”karın düşmesi” olarak da adlandırılmaktadır. Bu durum aslında bebeğin doğabilmek için içinden geçmek zorunda olduğu kanala girmesi durumudur. Bebeğin kanala girmesi ile genelde ilk hamileliğini yaşayan anne adayları son haftalarda bir rahatlama, hafifleme hissedebilirler.
Bu durumda bebeğiniz doğum için en rahat konuma geçmektedir. Ceninin başı küçük çanağa indiği anda karnınızdaki azıcık aşağı düşüşü hissetmeniz mümkündür. Genellikle ilk kez çocuk doğuran kadınlarda karın gebeliğin 34-36 haftasında düşmektedir.İlk kez doğum yapmayan kadınlarda ise bu durum doğumdan bir kaç gün önce veya doğum faaliyetinin başlaması ile oluşmaktadır.Karın düşmesini anlamamız için bazı belirtiler bulunmaktadır. Eğer daha kolay nefes almaya başlıyorsanız, göğüs ve karın arasında avucunuzu yerleştirebiliyorsanız, idrar kesesine baskı artıyor ve tuvalete daha sık gitmeye başlıyorsanız o anlarda kanınızın düştüğünü anlayabilirsiniz.
- Eklemlerde Gevşeme ve Sırt Ağrısı
Hamilelik sırasında salgılanan relaksin hormonu, bağlarınızı yumuşatmaya ve gevşetmeye yardımcı olmaktadır. İşte bu yüzden 29 haftadan başlayarak vücudunuz daha kırılgan bir hal almaya başlayacaktır. Doğumun yaklaştığını gösteren belirtilerden bir tanesi ise sırt ağrılarıdır. Bu dönemde belirsiz, hafif ama rahatsız edici sırt ağrıları yaşayabilirsiniz. Bu ağrılar günler boyunca sürüp bir anda kesilebilirler. Başka işaretler bu ağrılara eşlik edebilir ya da etmeyebilir. Bu ağrılar regl sürecinde yaşadığınız sırt ve bel ağrılarına benzerler ve dinlenince, pozisyon değiştirince ya da ılık bir duş alınca geçebilirler. Bu ağrıları yaşamaya başladığınız zaman panik olmanıza gerek yoktur çünkü gerçek doğum sancıları düzenli ve ritmik gelmektedir. Bu ağrılar şiddeti ve yoğunluğu yukarı çıkan bir ivme ile artmaktadır.
- Enerjide Artış Meydana Gelmesi
Doğumun başlamasına az bir zaman kala anne adayları kendilerini enerji dolu hissedebilmektedir. Bu dönemde anneler arasında en çok görülen alışkanlıklardan biri ise doğum öncesi ev temizliği yapmaktır. Ancak doğum için verilen bu enerjiyi evi baştan aşağı temizlemek, perdeleri yıkayıp camları silmek için kullanmak sizin için oldukça tehlikeli olacaktır. Eğer doğum yapmanıza az bir vakit kalmışsa ve kendinizi enerjik hissediyorsanız bu enerjinizi biraz daha tutup dinlenmelisiniz. Unutmayın, doğum sırasında çok fazla enerjiye ihtiyaç duyacaksınız.
- Sık Sık İdrara Çıkma
Doğumun yaklaşması ile beraber bebeğin kanala girerek idrar torbasına baskı yapması sonucunda anne adayı sık idrara çıkma ihtiyacı hissedebileceği gibi, değişen hormonlar sebebiyle dışkılamada bir yumuşama gözlenmesi de doğum belirtileri arasında yer almaktadır.
Sağlıklı ve tekil gebeliklerde doğum belirtileri özellikle 38. haftadan sonra beklenmeli ve anne adayı tarafından takip edilmelidir. Bazen 38. haftadan çok daha önceki haftalarda doğum belirtileri meydana gelmekte ancak anne adayı henüz doğuma çok zaman olduğu için bu belirtileri dikkate almamaktadır. Eğer gebeliğinizin 40. ve 41. haftalarında doğum belirtileri hala yoksa korkmayın ve sizin organizmanızın doğuma hazırlanmadığını düşünmeyin. Unutmayın, her bir hamilelik benzersizdir. Yukarıda bahsettiğimiz doğum belirtilerinin olmaması hiçbir durumda hamileliğinizin uzun süreceği ve doğumun zor olacağı anlamına gelmez. Böyle durumlarda kafanızı kötü düşüncelerden uzaklaştırın ve daha güzel düşüncelere odaklanın. Mutlu olmaya çalışın. Çocuğunuza en kısa zamanda kavuşacağınızı hayal edip tedbirler alın 🙂