Anne karnındaki bebek, hamileliğin son anına kadar bir zar tabakası tarafından kaplanan kese içinde bulunur. Bu keseye amniyon kesesi, çevreleyen zara amniyon zarı ve içindeki sıvıya ise amniyon sıvısı adı verilir.

Amniyon kesesi, anne karnında gelişmekte olan bebeği dış etkenlere karşı korur ve içerdiği sıvı, bebeğin güvenli bir şekilde anne rahminde rahat hareket etmesine olanak sağlar. Bu hareketler, bebek için kas-iskelet sisteminin düzenli gelişmesine yardımcı olur.

Amniyon sıvısının varlığı ile, karın bölgesine herhangi bir yönden gelen basınç, küresel olarak her tarafa yayılır ve böylece bebek tüm olumsuz etkilerden korunmuş olur.

Amniyon sıvısı; %99 su, inorganik tuzlar, organik maddeler ve bebeğin cilt, solunum sistemi, sindirim sistemi ve boşaltım sisteminden dökülen epitel hücrelerden oluşur. Organik bileşiklerin yaklaşık %50’si protein, diğer %50’lik kısım ise karbonhidrat, enzim, yağ, hormon ve pigmentlerden meydana gelir.

Amniyon Sıvısının Görevleri

  • Amniyon sıvısı, bebeği mekanik travmalardan ve dış etkenlerden koruyan bir yastık gibi görev yapar.
  • Amniyon sıvısı, bebeğin beyin gelişimine katkıda bulunur. Bebeği ses, darbe, ışık, basınç gibi dışarıdan gelen etkenlere karşı korur.
  • Amniyon sıvısının etrafını çeviren zarlar; bebeği, vajina ve rahim ağzındaki mikroorganizmalardan ve diğer potansiyel zararlı maddelerden koruyucu bir engel oluşturur.
  • Amniyon sıvısı antibakteriyel özellikleri sayesinde bebeğin etrafında steril bir çevre oluşturur ve enfeksiyonlardan korur.
  • Amniyon sıvısı bebeğin rahat hareket edebilmesi için alan oluşturarak, akciğer ve kas-iskelet sisteminin gelişimine yardımcı olur.
  • Amniyon sıvısı, kas ve sinir sistemi başta olmak üzere akciğerler ve böbrekler gibi pek çok organ sisteminin gelişiminde rol oynar.
  • Günde 8 defa 3 saatte bir devamlı değişen amniyon sıvısı, belirli bir sıcaklıkta sabit kalır fetüsün gelişimi açısından ihtiyacı olan ısıyı her tarafa eşit olarak dağıtır.
  • Amniyon sıvısı, hidrolik bir basınç dengeleyici olarak bebeğin simetrik olarak büyümesi ve gelişmesini destekler.
  • Amniyon sıvısına dökülen hücreler ve moleküllerin incelenmesi suretiyle, doğum öncesinde bazı hastalıkların tanısı veya bebeğe ait bazı tanısal testlerin yapılabilmesi mümkündür.

Amniyon Sıvısının Fazlalığı Neden Olur?

Amniyon sıvısının azlığı kadar, amniyon sıvısının fazla olması da anne adaylarını oldukça endişelendiren durumlar arasındadır.
Çünkü amniyotik sıvıya dikkat edilmediği durumlarda, anne ve bebek açısından ileride ciddi durumlara sebep olabilir. Genellikle hamileliklerin %1’lik kısmında fazla amniyotik sıvı olduğu belirlenir.

Bu durumun sebebi henüz kesin olarak belirlenememekle birlikte, üzerinde durulan bazı düşünceler vardır;

  • Bebeğin santral sinir sistemi ve sindirim sisteminde anomali olan, anne karnındaki bebeklerde amniyotik sıvının fazla olması durumunu sık görülür.
  • Bebeğin santral sinir sisteminde oluşan anormallikler sebebiyle yutma mekanizması bozulur, kafa yapısında oluşan bozukluklar sebebiyle koruyucu kılıfların yokluğu ile de bu durum gözlenebilir.
  • Kromozomal anomali oranı yüzde 35’e kadar çıkabilir. En çok görüllen anomaliler Trizomi 13, 18 ve 21’dir. Genetik sorunlar da bu durumu tetikler.
  • Bebeğin yutma mekanizmasının bozulmasıyla kaynaklı olarak amniyotik sıvının hacminde artış olabilir.
  • Annenin diyabet hastalığına sahip olması amniyotik sıvının hacminde artışa sebep olabilir. Kötü şeker ve fetal anomalilerle birlikte saptanır.
  • Annede bulunan fazla şekerin bebeğe geçmesiyle, bebeğin kanındaki şeker miktarı artış gösterir. Böylece bebeğin kanındaki şeker seviyesinin artması, bebeğin daha fazla idrar yapmasına sebep olur ve amniyotik sıvı artar.
  • Anne karnında birden fazla bebeğin ya da ikizden ikize transfüzyon durumlarında amniyon sıvısında artış görülür.

Amniyon Sıvısı Fazlalığı Tanısı Nasıl Konur?

Tanı yalnızca ultrasonografi ile klinik bulgularla konulabilir. Ultrasonografi ile karın bölgesinin dört kadranında yapılan ölçümde amniyotik sıvı indeksi 24-25 cm (240-250 mm) den fazla olduğu durumda aşırı amniyotik sıvı varlığı anlamına gelen polihidroamnios tanısı konulur.

Amniyotik sıvı hacminin normale göre fazla olmasının nedenini araştırmak için annenin şeker hastalığı, enfeksiyon, kan uyuşmazlığı açısından değerlendirilmesi gerekir. Bebeğin yapısal anomali varlığı açısından ikinci düzey detaylı ultrasonografi ile değerlendirilmesi de istenebilir.

Bazı durumlarda muhtemel sebebe yönelik bebeğin kromozom analizi ve viral enfeksiyonların tespiti için anne adayına amniyosentez önerilebilir.

Amniyotik sıvı artışına neden olan durum tespit edildikten sonra eğer tedavisi mümkünse tedavi edilmelidir. Hafif veya orta dereceli polihidroamnios durumlarında genellikle doğum zamanına kadar anne adayı düzenli aralıklarla takip edilmelidir.

Amniyon Sıvısının Fazla Olmasının Riskleri Nelerdir?

Anne açısından karın daha fazla büyüdüğü için harekette kısıtlılık, nefes darlığı olabilir. Gebelikte yüksek tansiyon, şeker hastalığı, idrar yolu enfeksiyonu riski artar. Doğum esnasında ve doğum sonrası kanama riski fazladır. Sezaryen olma olasılığı artar.

Bebek için ise erken doğum ve suyun erken gelmesi, iri bebek olma, geliş anomalileri, kordon sarkması, plasentanın erken ayrılması, büyüme gelişme geriliği riski artar.

Amniyon Sıvı Fazlalığı Nasıl Tedavi Edilir?

Amniyon suyu fazla olduğunda takip edilir. Takipte bazen sıvı artışı devam etmez. Bazen de artmaya devam eder. Sıvı artışı fazla olduğunda gebeye prostoglandin salınımını azaltan ilaçlar ağızdan verilebilir.

Sıvı fazlalığı gebede nefes darlığı ve günlük yaşamı zorlaştıracak kadar çoksa, sıvı bir miktar amniosentezle boşaltılabilir. Polihidramniosa neden olabilen gebeliğe bağlı şeker hastalığı varsa ona yönelik tedavi yapılarak, gebenin kan şekeri düzenlenir.

Polihramnios erken doğum kasılmalarına neden oluyorsa, bebek dışarıda yaşama haftasına gelene kadar kasılmalar durdurulmaya çalışılır.

Amniyon Sıvınız Fazla İse Ne Yapmalısınız?

  • Sıvı fazlalığının sizin içtiğiniz su ile ilgisi yoktur. Bu sebeple su kısıtlaması yapmadan günde 2 litre su tüketmelisiniz.
  • Sıvı fazlalığı şeker hastalığı ile ilgili olabileceği için şeker yüklemesi olarak bilinen glukoz tarama testini mutlaka yaptırmalısınız.
  • Sıvı fazlalığı bebeklerdeki genetik ve yapısal problemlerden kaynaklanabildiği gibi tamamen nedeni bilinmeyen, sağlıklı gebeliklerde de olabilir. Yapısal ve genetik problemlerin pek çoğu ultrasonda görülebildiği için, ayrıntılı ultrasonunuz normalse gönlünüzü ferah tutmalısınız.
  • Sıvı fazlalığında erken doğum, plasentanın erken ayrılması gibi riskler biraz daha fazla olduğundan kanama, ritmik gelen kasılmalar ya da şiddetli ağrı hissederseniz doktorunuzla iletişime geçmelisiniz.
  • Sıvı fazlalığında, bebeğin başının doğum kanalına uygun yerleşmesi, kordon sarkması, plasentanın erken ayrılması gibi durumlar sıklıkla olabildiği için, doktorunuzun sezaryen kararı verdiği noktada vajinal doğum için ısrar etmemelisiniz.
Daha Fazla Sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir