Hamilelik dönemi doğal olarak gerçekleşen 9 aylık bir süreci kapsar. Kimi durumlarda ise hamilelik gerçekleşmeden önce anne adayının vücudunda, hali hazırda mevcut olan hastalıklar ya da gebelikten dolayı meydana gelen problemler bazı risklere sebep olabilir.

Bu durumdaki hamileliklere riskli gebelik ya da yüksek riskli gebelik ismi verilir.

Hamilelik döneminde belirli süreçler içerisinde yapılan tarama testleri, genel olarak hamileliğin seyri hakkında fikir sahibi olmayı sağlar. İkili test ve üçlü test gibi tarama testlerinin sonuçları riskli çıktığında, doktorlar genellikle hamile kadınları kesin tanı için kullanılan yöntemlere yönlendirir.

Amniyosentez ise, riskli gebeliklerde bebeğin sağlık durumu hakkında %100’e yakın oranda doğrulukla sonuç veren bir işlemdir.

Amniyosentezin Amacı

Amniyosentez işlemi önceden bebeğin akciğer fonksiyonlarını değerlendirmek ve kan uyuşmazlığı varlığında bebekteki sarılık miktarını tespit etmek amacıyla kullanıldı. Günümüz şartlarında ise sıklıkla anne karnında bebeğin kromozomal yapısının incelenmesi için uygulanır.

Kromozom analizi dışında amniyosentez, ‘polihidramnios’ adı verilen bebeğin suyunun fazla olduğu durumlarda tedavi etmek amacıyla da uygulanabilir.

Amniyosentez Hangi Durumlarda Yapılabilir?

  • Hamileliğin birinci trimester döneminde yapılan tarama testlerinden alınan yüksek riskli sonuçlar durumunda amniyosentez düşünülebilir.
  • Biyolojik olarak anne babadan birinde, herhangi bir kromozom anomalisi olması durumunda amniyosentez düşünülebilir.
  • Anne ve babadan birinde, onları etkilemeyen ancak bebeği etkileme olasılığı bulunan kromozomal rahatsızlıkların varlığı durumunda amniyosentez düşünülebilir.
  • 17 yaş altı ve 35 yaş üstü hamilelik yaşayan kadınlarda, kromozomal anomalilerin görülme riskinin fazlalığından dolayı amniyosentez düşünülebilir.
  • Anne ve babadan birinde veya yakın akrabalarda spina bifida gibi merkezi sinir sistemi defekti olması durumunda amniyosentez düşünülebilir.
  • Hamile kadın tarafından daha önce kromozomal anomali veya nöral tüp defekti gibi bir komplikasyon yaşanan bir gebelik geçirilmesi durumunda amniyosentez düşünülebilir.
  • Anne veya babanın tekli gen bozuklukları gibi hastalığa neden olan genetik mutasyon taşıyıcıları olduğunun bilinmesi durumunda amniyosentez düşünülebilir.
  • Anne adayının hemofili ya da başka bir cinsiyete dayalı genetik bozukluğu olan erkek akrabası olması durumunda da amniyosentez düşünülebilir.

Amniyosentez Ne Zaman Uygulanabilir?

Kromozomal anomalileri teşhis etmek amacıyla uygulanan mniyosentez işlemi, 16-22. haftalar arasında uygulanabilir. Ancak klinik pratikte sıklıkla 17-18. haftalarda uygulanması tercih edilir.

Amniyosentez işleminin 16. hamilelik haftasından daha erken uygulanması, bebek ile ilgili riskleri arttırabilir. 20. hamilelik haftasından sonra yapılacak amniyosentez sonrasında ise, kromozom hastalığın tespit edilmesi 2-3 hafta sürdüğü için hamileliğe yasal olarak müdahale edilemeyecektir.

Hamileliğin kromozomal anomali sebebiyle sonlandırılmasının yasal sınırı, 24. Haftada sona ermektedir.

Amniyosentez Nasıl Uygulanır?

Amniyosentez yapılmadan önce hamileliğin ve bebeğin ultrason ile ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve değerlendirmesi çok önemlidir. Bebeğin içerisinde bulunduğu hamilelik haftası, fetal duruş pozisyonu, uygun sıvı ceplerinin belirlenmesi, plasentanın yerleşim yeri gibi bebekle ilgili değerlendirmelerin tespit edilmesi gerekir.
Amniyosentez işlemi öncesinde rahim içerisinde miyom gibi kitlelerin veya yumurtalık kistlerinin varlığı da incelenmelidir. Ayrıca servikal uzunluk olarak bilinen rahim ağzı uzunluğu değerlendirilerek, düşük ve erken doğum riskleri de göz önünde tutulmalıdır.

Amniyosentez anestezi gerektirmeyen cerrahi bir işlemdir. Bazen amniyosentez öncesi lokal anestezi ile cilt uyuşturulabilir, ancak amniyosentez işlemi de sadece tek bir iğne girişi ile tamamlandığı için, işlem öncesi lokal anestezi için iğne yapmanın bir mantığı yoktur.
Amniyosentez sonrasında enfeksiyon riskinin azaltılması için işlem öncesi karın cildi özel solüsyonlarla temizlenmeli ve bölgede sterilizasyon sağlanmalıdır. Ardından ultrason eşliğinde 20-22 gauge kalınlığında oldukça ince olan bir iğne yardımıyla rahim duvarından ilerleyerek amniyon sıvısına ulaşılır.

İğnenin ucuna takılan enjektör yardımıyla, amniyon sıvısından alınan ilk 2-3 ml sıvı anne karnından bulaşacak hücreler nedeni ile değerlendirmeye katılmaz. Ardından 2-3 adet enjektöre toplam 15-20 ml amniyon sıvısı daha çekilir.

Normalde amniyon sıvısı berrak ve açık sarı renklidir. Bununla birlikte amniyosentez sırasında çekilen amniyon sıvısı bazen kan ile lekelenebilir. Bu durumun bebek açısından bir zararı yoktur, ancak sonucun doğruluğunu etkileyebilir.

Sıvı çekildikten sonra amniyosentez iğnesi, bebek ultrason ile kontrol edilirken sonra çıkarılır. Bebeğin hücrelerini içeren amniyon sıvısı incelenmek üzere en kısa sürede laboratuvara gönderilir.

Amniyosentez Riskli Bir İşlem Midir?

Amniyosentez işleminden sonra birkaç saat içerisinde lekelenme tarzında vajinal kanamalar ve kramp tarzında ağrılar hissedilmesi normal kabul edilir. Amniyosentez işlemi sonrasında yükselen ateş, titreme, suyun gelmesi, kanama ve kasılmaların olması durumunda mutlaka doktora başvurulması gerekir.

Amniyosentez işlemi esnasında bebeğin kesesine girmek gerektiği için, işlem sonrasında ortaya çıkabilecek zedelenmeye ve enfeksiyona bağlı düşük gerçekleşebilir. Amniyosenteze bağlı düşük riski %1’den daha azdır. Ortalama 200-300 gebelikten 1 tanesinde görülebilir.

Amniyosentez işlemi yaptıran anne adaylarında %0,1’den daha az oranda işleme bağlı ciddi enfeksiyon riski vardır. Enfeksiyon iğnenin girişi sırasında bağırsakların hasar görmesi yoluyla ya da ciltteki mikropların etkisi sonucu olabilir. Ancak amniyosentez işlemi yapılırken, sterilizasyon kriterlerine uyulduğu takdirde enfeksiyon riski de oldukça düşüktür.

Amniyosentez iğnesinin giriş yerinden veya vajinadan su gelmesi anne adaylarını çok korkutan bir durumdur. Bu sıvı iğnenin gebelik kesesini deldiği yerden sızar ve bu durumda mutlaka işlemi yapan doktor bilgilendirilmelidir. Su gelmesi sıklıkla birkaç gün içinde kendiliğinden duracaktır.

Daha Fazla Sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir