Henüz Kaan 4 haftalıkken kendisinden haberdar oldum. Kalan 8 ay 10 gün nasıl geçecekti düşünmüştüm öğrendiğimde.. Gerçekten bana göre çoooook uzun bir yol vardı. Ama aslında zaman her daim olduğu gibi yine hızlı geçecekti. Beklenen doğum zamanı Kasım ayının 3.haftasındaydı. Ancak birilerinin içerde keyfi yerinde olmalıydı ki bir türlü gelmiyordu.

NORMAL DOĞUM  MU YOKSA SEZERYAN  Mİ?

Her hamile gibi ben de kaygılıydım. Elbette normal doğumu yaşamak istiyordum. Ama kafamda o kadar sorular vardı ki… son zamanlarda birkaç doktora birden görünmüştüm ve genelde sezeryan doğumu önermişlerdi. Normal doğum diyen doktor bile “40 haftayı geçerse beklemem o riske giremem kakasını yapar yutarsa bebeği kaybetme riskimiz olur göze alamayız. İlk etapta suni sancı ile doğumu başlatmaya çalışırız ancak yeteri kadar açılma olmalı dedi.” Üstelik Kaan iri de bir bebekti ve aşağı da inmemişti.

Çok düşündüm ve bilgisine güvendiğim doktorların da ortak görüşü ile sezeryan doğuma evet dedim. 40 hafta 3 günlük hamile göbeğimle vedalaşacaktım, 30.11.2017 Perşembe gününe randevumuzu aldık . Saat 15:00’de kavuşacaktım oğluşuma. Hemen Mac Cosmetics ten makyaj, kuaförden de fön randevusu aldım

Hayatımın erkeği ile ilk karşılaşmamızdı ve beni süslü görmeliydi. Doğum videomun çekilmesi için de çok öncesinde Kısabifilm ile de anlaşmıştım.

İŞLER BEKLENİLDİĞİ GİBİ GİTMEDİ…

Çarşamba gecesi uykuya dalmak  her zamankinden zordu nasıl heyecanlıydım anlatamam. Gece 3’te  uyandım ve nişanım geldi.… İlk verdiğim tepki “Tüh makyaj randevum patladı. Gitsem ve suyum patlarsa o anda da resmen rezil olurum “ dedim ve sabahı beklemenin daha doğru olacağını düşünerek  yattım.. Sonra 5’te ve 7 ‘de yine kalktığımda kanamam olduğunu gördüm. 7’de ki kanama çok ciddiydi ve görünce kendi kendime “Kesin bebeğim öldü”  (Allah  korusun)  dedim. Zaten hemen  Google a baktım kanama neden olmuş olabilir diye. ”Bebek ile plesantanın bağı kopmuş olabilir bebek oksijen kaybından ölür” yazıyordu.

Kimseye haber vermeden hemen hastaneye gittik. Yolda önce doktorumu aradım. Ardından hastaneyi aradım ve bir kadın doğum doktoru çağırmalarını rica ettim. Bir an evvel NST ye bağlanmak ve onun kalp atışlarını duymak istiyordum. Hastaneye varır varmaz ağlayarak “Lütfen beni hemen NST ye bağlayın” dedim. Ve  kalp atışlarını duydum. Çok rahatladım. Ama sürpriz!!! Stresten doğumum başlamış..NST de sancılar göründü zaten ben de hissediyordum hastaneye gittiğimizde ağrıları.. Siz siz olun Google a a falan bakmayın.

Doktor geldi çatı muayenesi yaptı ve ardından hemen doğuma almalıyız seni dedi. Ben de sancım var belki  normal doğururum diye ümitlendiğim için  biraz beklemek istediğimi söyledim. Ancak saat 11 olduğunda Kaan hala aşağı inmemiş ve açılmam da yeterince olmamıştı. O sancıya açılmamın daha fazla olması Kaan ın da aşağıya biraz inmiş olması beklenirmiş.  Bekleyerek onu daha da riske atmak istemedim.

EYVAH HAZIR DEĞİLİM!

“Tamam o zaman  sezaryen olsun” dedim. Doktor, ekibine “Ameliyathaneyi hazırlayın!”  demesin mi… Ben de hemen “Bir dk ben hazır değilim, saçımı makyajımı ayarlamalıyım. Video çekimim olacak , doğumun şimdi olacağını söyleyip onları da çağırmam lazım , üstelik aile fertlerimizin tamamı hastane değil onlar gelmeden olmaz.” dedim. Neyse yarım saatlik sürede her şey tamamlandı.

VE AMELİYATHANEDEYİM

Erdi( Sevgili Eşim), Kısabifilm ve ben ameliyathane katına birlikte çıktık. Önce beni ameliyathaneye aldılar. Oraya yalnız girmek gerçekten çok ürkütücüydü ki ilk ameliyatım olmayacaktı bu… Üstelik iğneden ,  kan görmekten korkan  biri de değilim. Lokal anestezi öncesi sakinleştirici bir iğne yaptılar içeride ve hafif gözüm karardı birkaç saniye . Sonra belimden spina epidüral karışık bir anestezi yapıldı. İğneler yapılırken ekstra bir acı hissetmedim. Ardından anestezi hekimi yanıma oturdu. “Lütfen benimle konuşun” dedim.  Konuştuk da 🙂 Kendi kendime kalmak istemedim, “Başlamadan bana soracaksınız uyuştu mu diye değil mi?” dedim .. “Tabi tabi dediler” Sonra Erdi ve videocumuz içeri girdi. Erdi yanıma oturdu. O da hekimler gibi mavi giyinmişti. Bonesi ve maskesi vardı. Bir baktım doktor tepemde ve başlıyorlar ama bana kimse bir şey sormamıştı : ))) Hemen şunu sordum;

“ Bebeği ne zaman alacaksınız nasıl hissedebilirim?” onlar da “ Göğsüne doğru bastıracağız” dediler. Başladıktan sanırım 5 dk sonraydı göğsüme bastırdılar .. Ben çığlık attım ve ağlamaya başladım… O an inanılmazdı.. Size yazarken bile diken diken oldum… Kaan’ı almışlardı ve hemen tepeden bana gösterdiler…Sonra hemen, ameliyathane soğuk malum, ısıtıcının altına koyup çocuk doktoru ile ilk muayenesini yaptılar. Ardından  sıkı sıkı sarıp hemen orda yanıma getirdiler.. Ağlıyordu ve ben konuşmaya başladığımda sustu.. Çok duygusaldı…  Sonra Kaan, Erdi, Kısabilfim ameliyathaneden çıktı. Ben yarım saat daha kaldım.. Her şey bir anda olmuştu..

Kaan kakasını yapmış ve yutmuştu birkaç defa midesi yıkandı. Şükür ki kritik seviyede değildi. Bana gelince;  ameliyat sonrasında birkaç gün belimde ağrı oldu ve geçti. Başım ağrımadı.. Güzel bir sezaryen doğum deneyimi yaşadım.

Bir sonraki yazım eşlerin doğuma girmesi kararı  ile ilgili olacak…

NOT: Doğum videomu izlemek isteyenleri  instagramıma (@safirkozalak )  bekliyorum 🙂

Sevgiler,

Gizem ÇAKIR

Daha Fazla Blogger Anneler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir